Sayfalar

10 Mart 2011 Perşembe

AYDIN LİSESİ

Öğretmenlerimizden aldığımız mirastır
Emelimiz Aydın Lisesine layık olmaktır
Sevgi dolu Aşk dolu Aydınlı olmaktır
Bize derler AYDIN LİSELİ


            Yukarıda bir dörtlüğünü aldığım Aydın Lisesi ilgili mısralarda bahsettiğim bu okula hizmet vermiş nice gençler yetiştirmiş öğretmenlerimizden bugün hayatta olmayanları saygı ile anıyor ve emekli olmuş ve halen görevde bulunan öğretmenlerimize de minnet dolu duygularımla sevgiler, saygılar sunuyorum
               Bundan tam 65 yıl önce 1946 yılının eylül ayında AYDIN ORTA okuluna kaydolmak için Annemle okula gittik. Okaliptüs ağaçlarının bulunduğu yerdeki okulun bahçe kapısından girdiğimizde Annemin elini sıkı sıkı kavramıştım. Bahçe boyunca sağda sarı boyalı upuzun bir bina vardı. Ortasında birkaç basamakla çıkılan giriş kapısının önünde kayıtlar yan kapıdan diye ok işaretli bir levhanın önünden geçerek kapıdan içeri girdik. Karşımıza birçok kapının açıldığı çok uzun bir koridorla karşılaştık. Issız ve karanlıktı. Kapının sol tarafında ki odanın kapısı açıktı. Yan tarafında Müdür Muavini yazılı bir tabela vardı. Kapının tam karşısında bir masa arkasında bir öğretmen oturuyordu. Kapıyı çaldık. “Buyurun“ dedi. İçeriye girdiğimizde ben zangır zangır titriyordum. Annem okula kayıt için geldiğimizi söyledi ve evrakları müdür muavine uzattı. Öğretmenin oturduğu masanın üzerinde Necip Atay yazılı bir tabela ve arkasında ki duvarda da Atatürk’ün büyük bir resmi asılıydı. Evrakları tetkik ederken yan gözle bana bakıyordu. Ben ufacık tefecik çelimsiz çok zayıf bir çocuktum. Yerinden kalkıp yanıma yaklaştı, başımı okşadı. “Senin adın ne bakayım” dedi. Ben zorlukla Erdem Ergenekon dedim. “O senin ne güzel adın var. İlk okuldaki öğretmenin ismi ne” diye sordu Türkan öğretmen deyince Okul Müdürü Sabri beyin kızımı? deyince bende başımla tasdikledim.
                     O sırada odaya uzun boylu iri yapılı birisi girdi. Adını daha sonra öğrendiğim Jimnastik öğretmeni Nesimi Gürsoy başımı okşayarak “Sen ne kadar zayıfsın. Hiç ekmek yemiyor musun “ dedi. Her iki hoca da bana babacan bir tavırla, candan yaklaştılar. Sevdiler yakınlık gösterdiler. O ilk girişteki korkum kayboldu. O gün kaydım yapıldı. Numaram 197 idi. Lise son sınıfa kadar o numarayı sırtımda taşıdım.
                 Okullar açılınca bütün hocalarımızla tanıştık. Türkçe öğretmenlerimiz İsmet Kültür. Avni Deniz. Coğrafya hocamız  Necip Atay Jimnastik hocamız Nesimi Gürsoy, tarih hocamız Hulusi Aksu Doğan, matematik hocamız Mustafa Yılmaz, müzik hocamız  İhsan Ünal,  resim hocamız Halil Öke, Fransızca hocamız Haydar Ataseven idi. Üç yıl  nasıl geçti hatırlamıyorum.
                   1948 yılında okulumuzun adı Aydın Lisesi oldu. Ortaokul ve lise yıllarca beraber yaşadı. Ortaokul ismi bir müddet sonra unutulmuş Aydın Lisesi olarak anılmıştır.
                    Liseye geçince yepyeni hocalarla karşılaştık. Okul Müdürü değişmiş yerine Nurullah Baç gelmişti. Okul yepyeni bir hüviyete bürünmüştü. Lise hocaların davranışı ortaokulda ki hocalara nazaran çok farklı idi. Ortaokuldaki hocalardaki hoşgörü sevgi ve şevkat lise hocalarında yoktu. Bizlerde sanki birdenbire hemen büyümüştük. Hocalar derslerini anlatırlar, ders zili çalınca da çıkar giderlerdi. Çocuklar ders çalışmış, çalışmamış umurlarında bile değildi. 2 yazılı bir sözlü yaparlar karneye ortalaması geçerdi. Çoğu zaman anlayamadığımız konuları bile öğretmenlere sormağa cesaret edemezdik.
                    Lise 1 e başladığımız yıl okula yatılı öğrenciler geldi. Ana binanın yanındaki 2 katlı binanın üst katı yatakhane alt katıda müteala odalarına dönüştürüldü. Bu binanın arkasındaki binada  Mutfak ve yemek salonuna çevrildi. Bazı zamanlarda okuldaki müteala çalışmalarına katılırken orada bizimde yemek yediğimiz olurdu.
                      Lise de okul formamız vardı. Lacivert ceket pantolon ve sarı şeritli lacivert şapka. Okulumuz bu giyime çok önem verirdi. Saç uzatmak yasaktı. Bütün öğrenciler 3 numara ile saçlarını kestirirlerdi. Her gün kapıda bir nöbetçi öğretmen bulunur, saçı uzun veya şapkasız, sakallı öğrencileri okula almazlardı. Şapkan yok diye okul kapısında geri döndüğümüz günleri çok iyi hatırlıyorum.  2 ders kaybımız olurdu ve muavinlerden geç mazeret kağıdı almamız mümkün olmadığından öğle paydosunu beklerdik. O zamanlar çift tedrisat yoktu. Hem sabah hem de öğleden sonra okul vardı. Saat 12 de öğle yemeği için evlerimize giderdik. Saat 13:30 ikinci yarım gün başlardı. Cumartesi günleri de yarım gün okula giderdik. 1954 yılında mevcut binalara ilaveten 2 katlı  B blok yapıldı .
                  Müdür Nurettin Baç öğrencileri çok sever ve tutardı. Bir gün öğretmenler toplantısında öğretmenlere “Sizlerden yetenekli, çalışkan, randımanlı öğrenciler yetiştirmenizi istiyorum” diyen sesi kulaklarımda çınlıyor. Okulda çıkardığımız duvar gazetesindeki yazıları okul mütealasında yatılı arkadaşlarımızın birbirlerine yaptıkları azizliklerini, ilk lise son sınıflarının hazırladığı okul temsili için ne kadar çok didindiklerini, çok güzel bir oyun hazırladıklarını ve çok başarılı olduklarını hatırlıyorum.
                    Hocalarımız başta Nurettin Baç olmak üzere Mutafa Koçaş, Münevver Dosdoğru (Baç) Sıdıka hanımı, Melahat Hepçiçek’ i (Heper) Mezide Dişbudaklıgil, Reşat Eper’ i, İnci hanımı Nihal Arkayn’ ı Celal Çavdaroğlu’ nu, İhsan Ünal’ı ve Erol Eroğlu’ nu okul arkadaşlarımızdan Evin Ekmen’i, Sevinç Güreli, Eczacı Semiha Karadeli’ yi,  Meral Dikmeni, Şerif Ali Akkurt’ u, Güngör Akgün’ ü Evren Konyalıoğlu’ nu Zeki İnceoğlu’nu, Cevdet Hamutcu’ yu, Nahit Menteşe’ yi, Erol Yüksel’ i Şerif Ali Kocadon’ u, Alpaslan Yörük’ ü, Özer Emnalar’ ı hatırlamamak  kabil mi.
                     Gelin Şimdi sizinle 1935 yıllarına gidelim ve 1935-38 yıllarında Aydın Ortaokulunda okumuş bir Aydınlı‘ ya  misafir olalım. Kendisi halen Kocaeli vilayetinin Derince kasabasında oturan 40 yılını eğitime vermiş, hala eski okul günlerinin heyecanını yaşayan bugün 90 yaşını idrak etmiş bir öğretmen adı FİKRİYE AYKUT (ÖZEN)
                    1921 yılında Aydın’ da Nazilli Köprübaşında ki kahvenin ilerisindeki eskiden iki kapılı bir han vardı. Onun yanındaki evde dünyaya gelmiş. Çok eskiden orası Aya Yorgi kilisesiymiş, yangın ve depremlerde yıkılmış. 7 Eylül ilkokulunda okumuş müdürleri Sabri beymiş. 1935 de ortaokula kaydını yaptırmış, 1938 de de mezun olmuş. Okul müdürü Yıldırım Tellioğlu, türkçe Hocası İhsan Bey, tarih hocası Hulusi Aksu Doğan, Jimnastik hocası Nesimi Gürsoy, Almanca hocası Selahattin  Oklar, resim hocası Halil Öke, biyoloji hocası Nimet Hanım aklında kalan okul arkadaşları Cavidan Nevire, Hatice, Fehime, Türkan,Semiha, Fürizan, Şüküfe hatırlayabildikleri .                              
                   Biz 1935-55 yılları arasındaki Aydın lisesini anlatmağa çalıştık. Bugünlere tamamlamak bizden sonrakilere düşüyor. İnşallah tamamlanır.

                    Erdem Ergenekon

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder